Keyfi kadro uygulaması ve aday mağduriyeti

Üniversitelerin ülkemizde kendi içerisinde özerk yapısı bulunuyor. Bu özelleştirilme süreci idari yönetimde keyfiyeti beraberinde getiriyor. Bu keyfiyet aslında farklı mağduriyetleri de beraberinde getiriyor. Sınır gözetmeksizin kamu yararını hiçe sayanlar üniversitelere personel alım sürecinde büyük mağduriyetlere sebep oluyor. Bu konuda herhangi bir adım atılmıyor.

Konuyu daha da netleştirerek bir somut örnek verelim. 15 gün önce ilan edilen bir kadro 15 gün sonra hiçbir açıklama yapmadan iptal edilebiliyor veya başvuru süresi içinde ilanın herhangi bir şartı değiştirilebiliyor. Sınav yapıldıktan sonra ise alımlar keyfi şekilde iptal edilebiliyor. Bugüne kadar bu durumun önüne geçilmiş değil. Peki ya bundan sonra?

Üniversitelerin bu tutumlarından dolayı herhangi bir yaptırıma maruz kalmadıklarını söylemek mümkün. Aslında bu yaptırımsızlık keyfiyeti beraberinde getiriyor. Bazı üniversitelerin sınav yapıldıktan sonra öğrencileri yeniden sınava davet ettiği dahi duyulabiliyor. Onlarca yol kat ederek sınava giren ve ardından sınava yeni çağrılan personel kadro başvurusu yapıp onay aldığını sanan fakat sonradan iptal edildiğini öğrenenler hem maddi hem manevi olarak yıpranıyor.

İnsanlığa uygun olmayan bu süreç keyfi yaptırımların devam ettiği müddetçe sürecek gibi gözüküyor. Çok değil yılbaşı itibariyle resmi gazetede paylaşılan fakat çok geçmeden iptal edilen kadrolar veya değiştirilenler say say bitmiyor. Adaletin ve liyakatin yeniden buralara gelip gelmeyeceği konusunda gerçekleri zaman gösterecek.